15 Ağu 2012

Maeve Binchy "Yıldızlı ve Yağmurlu Geceler" & Jean Teule "Intihar Dükkanı"


Ara vermiştim Maeve Binchy okumalarıma. İyi geldi yeniden okumak.
Arada böyle nefes molası vermek lazım. İçimizi ısıtmak lazım onun cümleleriyle.

Bu kitap bana meşhur Kitaplaşalım etkinliğimizden geldi. Damlamın düzenlediği etkinlikte onun annesi Ayda Hanım ile eşleştik. Tatilden dolayı aksilikler yaşasakta kavuştum kitabıma ve yanında güzelim hediyelerine. Kendisine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. 

Kitap için söyleyecek pek lafım yok. Maeve Binchy okuyanlar nasıl bir his bıraktığını bilirler okurken. Film izler gibi olursunuz. Hatta yaşarsınız. Onların yanındaymış gibi her duygularına ortak olursunuz. En sevdiklerimden oldu bu kitapta. Fiona bana ders verdi mesela. Onun yaşadığı süreci hiç unutmayacağım. 

Bir de Yunanistan'a gitmek yan komşuya geçmek gibi Trakya'da ama ben henüz onu yapamadım. Girit'e gitmeyi şiddetle istiyorum ne zamandır. Artık Aya Anna'ya da uğrarım gitmişken. ^.^

Önerir miyim? Tabi ki.

Aha aynı ben! diye yanına not düşmüşüm:
 "Sürekli olarak, aileleri bir arada tutmaya, çocukları uyuşturucudan uzaklaştırmaya, sokakları çöpten temizlemeye, spora dürüstlük kazandırmaya çalışırım... Tanımadığım insanların hayatlarını değiştirmeye çalışmak, huyum benim." (syf 25)
"Aynı yıldızlar Atina'nın ve evlerimizin üzerinde de parlıyor. Oradakilerin ne yaptığını ve bizim şu an burada ne yaptığımıza dair bir fikirleri olup olmadığını merak ediyorum." (syf 100)
"Sakinleşmiş gibi yap, daha iyimişsin gibi yap, o zaman seni bırakırlar." (syf 157) 

Çiko'cumla İntihar Dükkanı okuyoruz biz ^.^

İntihar Dükkanı'na gelince. Çok methini duydum. Değişik bir konusu olduğu kesin. Yakında sinemayada uyarlanacakmış zaten sanırım. O zaman izlenir işte. Kitabını okuduğum hiçbir filmden keyif almadım ama bundan alırım sanırım.

Kitabı sevmedim çünkü sevemedim. Konusunu geçtim. Çeviriden mi kaynaklandı bilmiyorum ama zaman karmaşası yaşadım ben sanki. Bazen şimdiki zamanla bazen geçmiş zamanla anlatılmış. Şimdi bunda ne var normal diyebilirsiniz ama peş peşe cümlelerde buna rastlayınca pek sevmedim ben. Adapte olamadım. Cümleler değişik tarzdaydı mesela devrik anlaşılması güç. Ha? dedim çoğu zaman. Ne diyo bu be! diye kitabı kapadığım çok oldu.

Sonra yazım yanlışları var sandım. Sonra o yanlışların hepsinin tek bir kişinin konuşmasında olduğunu anladım. Konuşması böyle demekki diye kendimi ikna etmek istedim ama cümlenin yarısı Azeri Türkçesi gibi yarısı Türkçe olunca kafam karıştı. Okuyan varsa biri beni aydınlatsın lütfen. Alan'ın cümlelerinden bahsediyorum. Hatta örnek de vereyim:
"Deyordum kü belki yani budun süyünün içine şekerli muz dilimlerinin yanında portakal kabukları koyarsın... " (syf 70)
Daha iyi bir örnek var hemen yan sayfada ama spoiler olur diye yazmıyorum onu. Ben mi anlamadım aydınlatın yahu valla merak ediyorum ^.^

Konusu ne ola ki derseniz aslında kitabın ismi her şeyi anlatıyor. Şu cümle de yeterli sanırım anlatmaya:
"Karanlığın içinde tabelası parlıyor: İntihar Dükkanı. Hayatın yüküne dayanamayanlar son alışverişlerini yapıyorlar." (arka kapaktan)
Altını çizdiğim cümleler yok mu? Olmaz mı?
"- Alan!...Kaç kez söylemek gerekiyor sana bunu? Buradan çıkan müşterilere 'görüşmek üzere' denmez. 'Elveda' denir çünkü bir daha gelmeyecekler. "(syf 9).
 "İnsan bir kez ölür, unutulmaz olması gerekir."(syf 22).
Alttaki paragrafın yanında kocaman bi :O smileyi var. Dehşete düşmüşüm ^.^
"-Bir kasım... Doğum günün kutlu olsun Marilyn!!!
...  Baba, yemek salonundaki yuvarlak masanın önünde şampanya patlatıyor ve kızının kadehini doldururken şöyle diyor ona:
-Bir yıl daha az yaşayacağını düşün!.." (syf 41).
Farklı konulu bir kitap okumak isterseniz alın okuyun derim. Çünkü bu kitabı ya çok seveceksiniz ya da ben gibi bitse de gitsek modunda okuyacaksınız.Bence ortası olamaz.

15 yorum:

  1. ben intihar dükkanını çok sevmiştim hatta okuryatarda tanıtmıştım filminin daha güzel olacağından şüphem yok oldukça değişik bir kitap...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okudum canım yorumunu dediğim gibi sen çok sevenlerdensin demek ki :) Film çok daha güzel olur bana tam Tim Burton tarzı gibi geldi.

      Sil
  2. senin çiko ne kadar insan canlısı be
    benim muharrem götünü dönüyor ona yaklaşınca :D
    bu arada yıldızlı ve yağmurlu geceler benim favori kitabımdır
    beğendiğine sevindim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmez miyim balım. Severdim bu kadını senin sayende aşk yaşıyoruz :)

      Çiko çingene pilici gibi. Çok yılışık Yabancı falan dinlemez herkese sırnaşır ama sevdirmez kendini o istedi mi gelir git desen aldırmaz kedi ruhlu yeşil canavarım :)

      Sil
  3. Ne güzel bir ortam,
    Ne güzel bir kompozisyon,
    Ne güzel bir kuşceğiz öyle :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahçe keyfi paha biçilemez valla tam kitap okumalık bi gün gel sen de :)
      Kuşum bi tanedir manevi kardeşim :)

      Sil
  4. Maeve Binchy kitaplarini okurum ve de cok severim. dedigin gibi ara vermistim ben de uzun suredir yaxari okumuyorum. en kisa zamanda edinmeliyim. kusun da cok tatli masallah. benim de vardi iki tane. ikiside rahmetlik oldu gecen sene:((((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bağlanınca çok fena ya geçen gun kaçtı zannettim içime ateş düştü sanki. Paşam meğerse yatakta yuvarlanıyormuş görmemişim ^^

      Sil
  5. Garip ama yaptığın yorumdan sonra daha çok merak ettim İntihar Dükkanı'nı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oku valla, kimi okuduysam anlata anlata bitirememiş ama ben sevmedim işte :)

      Sil
  6. BEN DE BUGÜN BAŞLADIM MAEVE BINCHY "AŞK, BİR KERE" OKUMAYA . ÇOK TAVSİYE EDİYORLAR. GÖRECEĞİZ.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşk Bir Kere yi ben okumadım ama bi yerde olumsuz yorumuna rastlamıştım. Sen de pek sevmezsen, bu kitabı ya da Hayatın Ta Kendisi romanını tavsiye ederim. 2 si favorim oldu.

      Sil
  7. Alan'ın konuşmasının öyle çevrilme sebebi o karakterin bir konuşma bozukluğuna sahip olması. Nasıl bir bozukluk bilinmiyor ama. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu düşünüp baktım ben mi kaçırdım ama diye demek kaçırmamışım. PDR ciyim böyle konuşma bozukluğu görmedim :)

      Sil
    2. Hahahah, haklısınız. Yazarın ne düşündüğünü kim bilebilir :)

      Sil